SEO, search engine optimization anlamına gelir. Yani arama motoru optimizasyonu. Peki hangi arama motoru bu? Tabi ki Google. Dünyada tüm aramaların %95’i bu dev üzerinden yapılıyor. Peki optimizasyon ile ne demek isteniyor? Çok basit Google’ın koyduğu kurallara en iyi şekilde uymak ve onun aramalar sırasında işini kolaylaştıracak uygulamaları en iyi şekilde kullanmak. Tabi ki bu uygulamaların bilinen ismi SEO Uygulamaları. Tek tek bu uygulamalara bakacağız. Optimizasyon denince unutulmaması gereken bir diğer önemli not bu uygulamalara dair kesin bir listesinin olmaması. Bir söylentiye göre 200 + faktörün Google tarafından dikkate alındığı dilden dile internette gezmekte.
Yani işin özeti şu: Google üzerinde trafik çekmekten bahsediyoruz ve doğal olarak patron Google. İşte ben bu alt-üst ilişkisine büyük resim diyorum. Sayfanıza trafik çekmek istiyorsanız atmanız gereken ilk adım, Büyük Resmi görmek, anlamak.
Büyük Resim Nedir?
Evet! Büyük resim bu.
Trafik çekmek demek Google aramalarında ilk sayfada ve ilk sıralarda çıkmak demek! Bunu sizce kim yapıyor?
Google yapıyor. Bu sebeple onu tanımanız, anlamanız ve onun istediği şeyleri yapmanız gerek. Dalga geçtiğimi sananlar olabilir. Çok ciddiyim, bir gerçekten bahsediyorum.
Dünya üzerinde yapılan tüm aramaların %92’dan fazlası Google üzerinden yapılmaktadır. Google dakikada 3.8 milyon, yılda 2 trilyon arama işlemine cevap vermektedir. Hatta bu yıllık aramaların %7’si hangi kelime biliyor musunuz? Google!
Yani blog yazılarınızı/sayfanızı aramalarda gösterecek olan yeni en sevdiğiniz patronumuz: Google. Google ilk sayfada size yer verince, insanlar yazılarınıza tıklar. Tıklamalar trafik demektir. Bu kadar basit.
Peki bu gözden kaçan ilişki ne üzerine kuruluyor?
İşin özü şu. Google 770 milyar dolarlık bir firmadır ve firma olarak tek amacı müşterilerinin sayısını yani %92’lık pazar payını arttırmaktır! Ya da en azından korumaktır. Neden mi? Sadece Amerika’da 2019 yılında e-pazarlamaya harcanan para 70 milyar dolar. Kime gidiyor bu para sizce?
Müşteri sayısını arttırmak için Google ne yapması gerektiğini hepimizden iyi biliyor ve işin ilginci bizlere açık açık söylüyor. Düşünsenize Google üzerinden “çocuk bezi” arıyorsunuz, karşınıza “bahçe malzemeleri” çıkıyor. İşte Google müşterilerini kaybetmemek için bunun olmasına asla izin vermez. Doğaldır ki, bunun olmaması için çok net kurallar koyuyor. Kuralları olan, prensip sahibi bir patron Google.
Google’ın size/bize teklifi çok net:
“Benim kurallarıma uygun içerik sağlarsan, yani benim oyunumu, benim kurallarıma göre oynarsan, ben de senin yazılarını arama sonuçlarında ilk sayfada, ilk sıralarda sunabilirim. Biliyorsun ne kadar çok insan senin sayfana tıklarsa organik trafiğin o kadar artacaktır. Özet olarak benim kurallarıma göre oynarsan sana hedeflerine ulaşmayı teklif ediyorum!”.
Teklif bu kadar açık ve netken bizim de amacımız bir o kadar açık ve net.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki tıklamaların %90’ı ilk sayfa sonuçlarında gerçekleşiyor. Bunun da yaklaşık %70’i ilk beşte yer alan sayfalara gidiyor. Yani değişmeyecek amacımız Google aramalarında ilk sayfada, hatta ilk sıralarda çıkmak. İkinci sayfada kalarak trafik çekmeniz çok zor.
Yukarıdaki ve aşağıdaki resim benim bunu başka bir sayfam ile (www.reklamdedektifi.com) başarabildiğimi gösteriyor. İlk sayfa, ilk sıralar. Ustalık elbette reklam vermeden bunu başarmak.
Peki bunu bu kadar rekabetçi iki konuda nasıl başardım. Büyük resmi anlayarak, SEO uygulamalarını çalışarak ve bu iki noktadan yola çıkıp yorum yaparak. Büyük resmi anlamak demek, Google’ın nasıl işlediğini anlamak demek. İlk bununla başlayalım.
Google’ın nasıl işlediğini anlamak demek bizden ne istediğini, neyi yap/yapma dediğini ve bize ne imkanlar sunduğunu anlamak, öğrenmek demek.
1- Google Blog Yazarlarından Ne ister?
Google müşterilerini, yani arama yapan bizleri en kaliteli içeriği sunarak memnun etmek ister. Bunu nerden mi anlıyorum? 2019 Haziranda güncellediği Search Quality Evaluator Guidelines el kitabından. Google özetle en kaliteli içeriklerin ilk sıralarda çıkmasını sağlamak için algoritmalarını güncellediğini anlatıyor. SEO tekniklerini en iyi uygulayan yazılardan bahsetmiyor. KALİTELİ İÇERİK! Açıklıyor,
Diyor ki; benim için sayfanın amacı çok önemlidir. Kullanıcılarıma yardımcı/faydalı olacak içerikler sunmak asıl amaçtır. Bunu sağlamak üzere binlerce uzman Google bünyesinde sayfaları incelemektedir. Yani, internette sıkça karşınıza çıkacak SEO teknikleri ile anlaşılamayacak bir amaç! Büyük resmi gören biri olsa şunu der (sizler mesela) “Hayır SEO yetmez! Ayrıca SEO teknikleri eskisi kadar etkin değil. İçerik çok daha önemli”. SEO teknikleri elbette önemli ama düşündüğünüz kadar değil.
Google neleri istediğine örnek veriyor! Kullanıcılarıma yardım etmek, faydalı olmak şunları kapsayabilir diyor:
- Bir konu hakkında bilgi paylaşmak.
- Kişisel ya da sosyal bilgi paylaşmak.
- Resimler, videolar ve benzeri medya paylaşmak.
- Eğlendirmek.
- Bir görüş ya da bakış açısı belirtmek.
- Eşya ya da hizmet satmak.
- Kullanıcıların soru cevap yapmasına imkan sağlamak.
Tamam bunu anladık, 1. Amaç, faydalı/yararlı yazılar!.
Peki, aynı konuda binlerce bu amaca uygun “yararlı/faydalı sayfa” var. Google bu sayfaları nasıl sıralıyor? 2019 Haziran güncellemesinden anlıyoruz ki, Kalitesine göre! Google’ın tam olarak ispatlanmamış, bir kısmı Google tarafından yalanlanmış 200+ faktör kullandığına inanılıyor. Ama yeni güncelleme ile ilk sıra Kalite.
Kaliteyi E.A.T. (kalite sıralaması) kriterlerine göre belirlendiğini anlatıyor.
- Expertise: Uzmanlık. Doktor, yazılımcı, mühendis, yazar…Bu uzmanlıkların (belgeyle ispatlanmış) yanında, Google YMYL konuları (sağlık, güvenlik, finans, gibi) dışındaki konularda kişilerin konuya dair hayat tecrübelerini/birikimlerini de uzmanlık olarak görüyor. Örneğin, 5 yıl F-1 pilotluğu yapmış birini, F-1 arabalarını tanıtması noktasında, mühendis olmamasına rağmen, uzman olarak algılıyor.
- A Otorite sahibi olabilmek. Resmi belgeyle ispatlanmış ya da çok fazla kişi tarafından kabul edilmiş konu üzerinde otorite. Sanırım iyi bir örnek cimri ya da oyun platformu Stream olurdu. Otorite sahibi olabilmeyi aslında otorite sahibi bir kaynak tarafından önerilmek olarak da görüyor. Yani Renault’nun resmi sitesinde, Renault arabalarını tanıttığınız blog sayfanıza bağlantı verilirse otoriteyi alıyorsunuz.
- T Güvenilir olmak. Okuyucuların sayfanıza, içeriğe ve size güvenmesi. Google bunların hepsini ölçebiliyor… Örneğin sayfanın kapanmayacağına, içeriklerin doğru bilgiler aktardığına, sizin de bu yazıları yazabilecek biri olduğunuza güvenmek.
- Dedik ki amaca (faydalı/yardımcı) bakıyor.
- Kaliteye bakıyor.
Bunlardan bahseden kaynak bulamazsınız çünkü tüm yazılar size SEO tekniklerini sıralar. SEO teknikleri bunları sağlamaz. Şimdi devam edelim Google’ı tanımaya.
Gelelim yukarıda geçen YMYL konusuna. Aynı el kitapçığından şu anlaşılıyor. Google bazı konu başlıklarında kalite sıralamasına abartı hassasiyet göstereceğini açık açık yazıyor. Buna senin paran senin hayatın (your Money your life) diyor. Diyor ki, kullanıcılarımın mutluluğunu, sağlığını, finansal durumunu, güvenliği etkileyecek konularda karşıma çıkacak sayfalar/yazılar için kalite beklentim çok çok yüksek. Örneğin, insanlara borsa tüyoları veren bir blog sayfanız varsa ve siz bir mesela bahçıvansanız işiniz çok çok zor.
Büyük resimle başlamayıp Google’ı tanımasaydınız… Düşünün ki, alerji kremleri konusunda bir blog açtınız ve siz doktor değilsiniz, sağlık çalışanı dahi değilsiniz. İsterseniz SEO tekniklerinin dibine vurun Google sizi yükseklere çıkarmayacaktır. Kısa dönemde uzmanları sayfanızı bulup anlayana kadar belki şanslı olabilirsiniz. Ancak 6 ay sonra… İlk sayfada olmanız mümkün değil. Ve orada olmadıktan sonra insanların yazılarınıza tıklaması yani sayfanızda trafik oluşturması mümkün değil. Trafik olmadan hedeflerinize ulaşmanız mümkün değil!
Hadi gelin toparlayalım ve aklıda kalması için basit bir liste yapalım:
Google Temel Kriterleri
Sayfanın amacı: yararlı/faydalı, kullanıcı odaklı bir blog aç/ blog yazısı yaz.
|
EAT önceliğim olsun. Uzmanlık, otorite sahibi olmak, güvenilirlik (E.A.T.).
|
Senin paran senin hayatın (YMYL). Sağlık, finansal durum, güvenlik gibi süper uzmanlık isteyen konularda blog açma/ blog yazısı yazma (işin uzmanı bile olsanız risk var).
|
Bu kriterleri öğrendiğimize göre çok çok önemli bir soruya cevap verebiliriz.
Google blog yazarlarından ne ister?
· Kullanıcılarıma yardımcı/faydalı olacak sayfalar açın, yazılar yazın. | · YMYL benim kırmızı çizgim. Demek istiyorum ki örneğin doktor değilseniz sağlık üzerine yazı yazmayın! |
· Size güvenmemi sağlayın. | · Yıllar içinde benim güvenimi kazanmış otoriteler var. Onlarla bağlantı kurun. Sizi önersinler. |
· Sayfanıza güvenmemi sağlayın. | · Kullanıcılarımı kaliteli içerik isterim! |
· İçeriğinize güvenmemi sağlayın. | · Beni aldatmaya çalışmayın. Kısa dönemli olacaktır! Uzmanlarım sizi yakalar ve sistemden dışlanırsınız. |
Devam edelim. Google’ın ne istediğini anladık. Onun belirlediği kurallara uymamızı istiyor, tamam! İnsanlara yararlı/faydalı konular o da tamam. Bu kurallara uyduk bitti mi? Hayır. SEO uygulamalarına geçmeden trafik çekmek isteyen herkesin asıl cevap vermesi gereken çok çok önemli bir soru var: Hangi konuda blog yazarsam trafik daha çok çekebilirim?
Internette çok az kaynak konuyu-trafiğe bağlıyor. Hatta 1-2 yazı buldum dedem abartı olmaz. Gelin hemen bir örnekle konunun trafiğinize nasıl etki edeceğini anlatayım sizlere.
Benim kocakalpler.org diye bir sayfam var. Sosyal sorumluluk projelerini paylaşıyoruz. Farkındalık yaratmak için. Bu sayfa ilerlemiyor çünkü yazarım yok! Ama önemli olan şu bu sayfayı ilk açtığımda Search Console üzerinden performansına baktığımda 16. Sıradaydı. Düşünebiliyor musunuz? Tek yazı yazmıştım açılış için.
Diğer bir sayfam ise bloglapara.com. Bu sayfamı açtım uğraştım, baya yazı yazdım ama sıralaması kaç biliyor musunuz? 53.
Soruyorum size neden? Çok basit sosyal sorumluluk konusunda rekabet çok az iken blog konusunda inanılmaz bir rekabet var. Ve işte konu seçimi daha ilk adımdan trafiğinizi belirledi. Unutmayın seçtiğiniz konu çok rekabetçi ise rakiplerinizi geçmeniz gerek ki ilk sayfa ilk sıralar olsun. İyi de blog konusunda açılan sayfaların tamamı zaten SEO yapmaz mı? Yapar tabi ki…İşte bu rekabeti geçemediğiniz takdirde, yani onlardan farklı bir teknik, SEO bakış açısı geliştirmeden onların üstüne çıkmanız mümkün değil. O zaman konuyu nasıl stratejik belirleyebiliriz?
Bu konu olayına bazıları “keyword serch” “anahtar kelime araması” olarak bakabilir. Anahtar kelime araması size fikir verebilir, ama abartanlara çok takılmayın. Anahtar Kelime araması, blog konunuzu belirlemek üzere yapmanız gereken “anahtar kelime araştırması” değildir. Ayrıca, anahtar kelime araması da önemini yitiriyor…Google’ın en önemli isimlerinden birinin yaptığı açıklamaya bakalım:
John Mueller bir açık söyleşide diyor ki: “Google’s algorithm does not really match keywords to web pages. It’s about solving problems for users. Google’s increasingly updating how it understands what users want when they type a query. Google is also updating how it understands the problems that a web page solves.”.
Yani adamlar anahtar kelime eşleştirmeyi yıllar önce bırakmış durumdalar. “Bırakın anahtar kelime peşine düşmeyi. Biz zaten yazdığınız yazıdan niyetiniz ne anlıyoruz, aynen arayanın niyetinin ne olduğunu anladığımız gibi!” Şaşıracak bir şey yok ki! Ellerindeki teknoloji her gün ilerliyor. Annenizle çocuk arabası konuşun eve döndüğünüzde karşınıza çocuk arabası reklamları çıkmıyor mu? Şaşırmayın! Anahtar kelimelin kullanımı bitmedi, önemsiz demiyorum. Diyorum ki,
Blog konunuzu bulmak anahtar kelime araması değil, “anahtar kelime araştırmasıdır”.
Hemen bakalım hadi gelin.
2- Blog Konumu Nasıl Bulabilirim?
Aslına bakarsanız bir önceki bölümde yaptığımız gibi “Google ne ister?” sorusuna cevap verdiğimizde çerçeve daralıyor. Örneğin, artık biliyoruz ki Google değerlendirme bloglarını yararlı ve faydalı buluyor. Benim www.reklamdedektifi.com sayfamda yaptığım gibi görüş bildiren yazıları yararlı ve faydalı buluyor. Reklamdedektifi.com’da prime time TV reklamlarını analiz ediyorum ve puanlıyorum. Sıfırdan reklam fikirleri, senaryoları, sloganları paylaşıyorum. Bu konularla ilgilenenlere farklı bir bakış açısı sunuyorum. Çerçeve daralsa da seçenekler halen çok çok fazla. Evet mesela bilgilendirme ve görüş yazıları olabilir ama hangi konuda? İşte bu önemli bir karar için “araştırma” yapmanız gerek. Araştırma dediğimde haftalarca çalışmak gelmesin aklınıza.
Internette bu konuda size “anahtar kelime arama” araçlarını önerecekler. Katılmıyorum. Ben bu araçların işe yaramaz olduğunu söylemiyorum. Blog yazarken işe yarıyor ancak blog konusunu belirlemede ben çok kullanmıyorum. Neden mi?
Karşınıza çıkacak tüm anahtar kelime arama motorları, bilin bakalım ellerindeki veriyi nerden alıyor? Tabi ki Google. Ve Google’ın elindeki verinin milyonda birine sahip değiller.
Bu anahtar kelime aramaları size kelime eşleştirme verecek. İyi de, Google niyet okuyor. Yani siz klasik önerilere göre yazınızı anahtar kelime ile donatırken, Google anahtar kelimenizin kaç kere geçtiğine bakmıyor. Ya da arama yapanın sadece yazdığı kelimelere bakmıyor. Önceki bölümden biliyoruz ki içeriğinize bakıyor, amacınıza, kalitenize, niyetinize bakıyor. Bizler bir anahtar kelime ile arama yaptığımızda (deneyebilirsiniz), Google o anahtar kelime geçsin geçmesin bize anahtar kelimenin işaret ettiği konuya dair en kaliteli içeriği sunuyor. En çok anahtar kelime geçen yazıyı DEĞİL!!!
Yani anahtar kelimeye takılıp koca bir sayfayı hatta bir blog yazınızı şekillendirmek ne kadar doğru?
Peki sonuç olarak ne yapabiliriz? Blog konum ne olmalı? Yapabileceklerimizi bir listeye koyalım akılda kalsın:
Blog konumu nasıl bulabilirim?
Güncel bilgileri , birikiminizi, öngörünüzü kullanın. Aklınızda ki konuya dair raporlar bulup okuyun. Sayılara bakın size bir şey diyorlar mı? | Uygulamadedektifi.com fikrini şöyle yakalamıştım. Salgından önce İstanbul’da bir yatırımcı bulmuştum. Yönetim Kuruluna bir sunum yapmaya hazırlanırken, bazı istatistiklere ulaştım: Türkiye’de 2019 yılında 2.2 milyar kez mobil uygulama/oyun indirilmiş. O yılda 60 milyon aktif cepten internete giren kişi olduğunu bildiğim için dedim ki neredeyse 1 kişi 400 kere oyun/uygulama indiriyor. Bu bana şunu gösterdi. İnsanlar “tam istediklerini bulamıyorlar!!” Hop dedim ki onlara demek ki tanıtmak gerek! Uygulamadedektifi.com böyle çıktı. |
Google araçlarını kullanın: Google Trends | Google Trends size yıllık bazda akımları gösterir. Mesela 2020 yılında Google Trends üzerinden blog kelimesini girebilir ülke, hatta şehir bazında arama sayılarını görebilirsiniz. Grafikler size geçmişten bu güne blog kelimesine ilgiyi gösterir. Bunun yanına gençlerin yeni bakış açılarını, salgın şartlarını, ekonomik şartları koyarsanız benim gibi şunu dersiniz: “İnsanlara blogla para kazanmanın yollarını göstermek iyi bir fikir olacaktır.” |
Benim muhteşem 4’lümü deneyin:
Google search bar Youtube search bar Wikipedia Forumlar- Yorumlar (twitter, reddit, ekşi sözlük, e-ticaret sitelerinde geçen yorumlar gibi) |
Madem bu işi Google yönetiyor ve bizim de en iyi arkadaşımız. Neden Google’a sormuyorsunuz ki? Google arama barına kelimeli yazdığınız an niyetiniz okunur ve benzer kelimelerle yapılan aramalar çıkar. Ayrıca, aramayı tek kelime ile mi yaptınız “blog” mesela, ilk sayfanın en altına inin Google hemen niyet okur ve der ki bunları mı arıyorsun sen?
Google ne kadar etkileyici ise Youtube da bir o kadar çarpıcı bir bilgi deposu. Aynı araştırmayı Youtube ile yapın bakalım ne diyecek. Youtube’da “blog” yazın arama barına. Güzel kısmı şu. Google sonuçları ile çakıştırın. Çift dikiş yani bir bakıma.
Wikipedia (isteyen güvenilir değil falan desin) en önemli araştırma noktalarından bir diğeri. Neden biliyor musunuz dünyanın her tarafından insanlar yazıyor çünkü. Sizce wikide bir konu yeni güncellenmiş gözüküyorsa ve onlarca link içeriyorsa, insanlar o konuya ilgi gösteriyor olabilir mi? Bence evet.
Son olarak da “blog” kelimesini formlarda arayın. Ekşi Sözlükte okuyun, kaç sayfa gittiğine, en son ne zaman yazı aldığına bakın. Bunu isterseniz, Twitter ve Instagram üzerinden de yapabilirsiniz. Bu sosyal platformlar da aynı bilgileri sağlayabilir. |
Google üzerinden rekabete bakın!
1. İlk sayfada çıkanlar otorite mi? Yenmeniz mümkün olmayabilir. 2. İlk sayfada çıkanlara tıklayın içeriğe bakın. Google kurallarına uyuyorlar mı? Daha iyisini yazarım diyor musunuz? |
Bu noktada kafanızda bir konu başlığı oluşmuş olabilir. Örneğin, “bahçe işleri”. Sadece Türkiye dersek yüzbinler bu konuyla ilgili olabilir. Doğaldır ki başka sayfalar çoktan açılmıştır. Dert değil. Rekabete bakmamız gerek. Size bir sır vereyim.
Google arama barına “bahçe işleri” yazın. Sadece ilk sayfada çıkanlara bakın. Örneğin, yeni projemi hazırlarken bana Google ve godaddy gibi devler/otoriteler ve ekşi sözlük ve bir iki kişi ismi çıkmıştı. Diyebilirsiniz ki otoriteleri nasıl yeneceksin? Hemen tıklayıp içeriklere baktım. Daha iyi yazılar yazılabilir dedim. Hepsinden önemlisi: forum sitesi ilk sırada çıkıyorsa bu konuda yeterince yazı yok demektir. |
Açık kaynaklardan konuya ilişkin öngörüleri bulmaya çalışın.
“2022 bahçe işi trendleri” “bahçe işlerinde yeni teknolojiler” gibi. |
Emin olun 2021 yılındayken birileri 2022 yılını yazmaya başlamıştır. Öngörüler! Maalesef İngilizce yapın derim araştırmayı. Bu öngörü yazılarında şuna bakın; “gözüken o ki bu teknoloji çok ses getirecek.” “anlaşılıyor ki salgın bahçelerin değerini katladı”. Yani seçmiş olabileceğiniz konu önümüzdeki yılda gündemde olur mu anlamaya çalışın. |
Gelelim herkesin dilindeki konuya SEO uygulamaları. Ben bu uygulamalar önemsiz demiyorum. Ama ilk sırda değiller. Bu noktaya kadar şunu anlattım: Google’ın kurallarına göre kaliteli, faydalı yazılar yazmak ve bu ilk adımı atmadan önce hangi konuda yazacağınıza karar vermek SEO uygulamalarından çok daha önemli. Çünkü günün sonunda herkes SEO yapabilir ama kaliteli yazı yazmayı başaramayabilir.
3. SEO Rehberi: Google Kontrollerini Geçmem Gerek?
Artık, Google ile tanıştık. Google müşterilerine faydalı ve yararlı olacağını düşündüğümüz bir konu seçtik. Şimdi Google’a kendimizi tanıtmamız gerek. Güvenini kazanmamız gerek. Google bana nasıl güvenir? Bana güvenip ilk sayfada bana yer vermesi için başka ne yapmam gerek?
Google’a kendinizi tanıtmanız gerek. Yani Google’ın sayfanıza göndereceği örümceklerin yapacağı kontrollere iyi hazırlanmanız gerek. Yani SEO zamanı!
- Google blog sayfamı kontrol edecek.
- Google blog yazımı kontrol edecek.
- Google blog yazımın içeriğini kontrol edecek.
- Google beni kontrol edecek.
Bu kontrollerde kendimi tanıtmak için yapacaklarımızı konuşacağız. İşte şimdi herkesin dilindeki SEO araçlarına geldik.
Benim bakış açım biraz farklı. SEO sayesinde bizler Google’a tüm 4 kontrolü yapabilmesi için uygun ortamı hazırlarız. SEO anlatanlar size SEO yap trafiğin artsın derler. Ben SEO teknikleri ile kendini Google’a tanıt ki ne kadar kaliteli bir içerik sunduğunu anlasın diyorum. Böylece trafiğin uçar diyorum. Yani farklı söylediğim kaliteli içeriğin olmalı.
SEO Nerede Uygulanır?
Blog sayfamda SEO | Ne dedik? Google müşterilerini memnun etmek ister. Düşünün benim sayfalarımdan birine girdiniz ve sayfa 5 saniyede yüklendi. Tekrar benim sayfama gelir misiniz? Google bunu anlar ve sayfamı ikinci plana atar! Sayfanıza dair bu ve benzeri her konuyu kontrol eder. |
Blog yazımda SEO | Ne dedik? Google kaliteli içerik sunmak ister müşterilerine. Bunu anlamak için önce yazınızı tanımak ister. Anahtar kelimeniz ilk işarettir. Devamında bir çok farklı şeylere bakarak yazınızı bir ön-testten geçirir. Başlıklar kullanılmış mı, açıklama var mı, resimler ne için kullanılmış, gerçekten yazı bu anahtar kelime ile ilgili mi şu ilk 100 kelimeye bir bakayım,…Günün sonunda ön-testi geçerseniz sizi hafızaya atar. Sizin gibi hafızaya attığı belki de binlerce sayfa vardır.
İşte fark yaratacak olan ve hafızadaki sayfalar arasından sıyrılıp ilk sıraya geçmenizi sağlayacak olan asıl içeriğinizdir. |
Blog İçeriğimde SEO | Çoktan öğrendiniz. Google, E.A.T ve TMYL konularında çok çok titiz. İçeriğinize bakar ve sizin konunun uzmanı olup olmadığınıza ve güvenilir olup olmadığınıza karar verir. İçeriğinizin uzman işi olup olmadığını anlamak için kendine şunları sorar: içerik özgün mü, çoğaltılmış kopyaları var mı, müşterilerim kalıp okuyorlar mı yoksa hemen kapatıp çıkıyorlar mı bu sayfadan.
Güvenilir olup olmadığına ise öncelikle sizden başlayarak bakar. |
Blog yazarı ile ilgili SEO | Her şeyimiz internetteyken neden blog sayfamızda gölgede kalalım ki? Size şiddetle hakkımda yazınızı menüye koymayı öneriyorum. Sayfanızın ana bölümlerine yani. Mümkünse katıldığınız toplantıları, yaptığınız konuşmaları, seminerlerinizi, diploma, sertifikaları, sosyal ağlarınızı hatta resimle birlikte paylaşın. |
Sonuç ve Değerlendirme
Bu yazımda diğer bir çok kaynaktan farklı olarak sizlere önce büyük resimden bahsetmeye çalıştım. Benim yolum. Büyük resim Google!. Onu ve kurallarını anlamamız gerektiğini vurguladım ve bunun nasıl olacağını tek tek ele aldım.
“Google ne ister?” anlamak çok önemli dedim ve sizlere E.A.T, YMYL, ve SEO Kontrollerinden bahsettim.
Blog sayfanızın konusunu bulabilmenin her şeyden önemli olduğunu, trafik çekmenin asıl fark yaratan noktasının kaliteli içerik yazmak olduğunu vurguladım.
Hiçbir konunun teknik detayına girmedim. İstedim ki, olay nedir bir anlayın. Büyük resme bakın.
Görüşmek üzere. Çok teşekkürler.
Leave a reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.